top of page
image.png
image.png

Kelâmı Az, Kalbi Büyük Bir Gönül Sultanı:
Ümmî Sinân Hazretleri (k.s.)

“Gönüldür Hak’tan tecellî edecek nazargâh-ı ilâhî…”

⟡ Kimdir Ümmî Sinân?

Ümmî Sinân Hazretleri, 16. yüzyılın sonlarına doğru dünyaya geldi.
Doğum yeri konusunda kesin bilgiler olmasa da, çoğu kaynak onu Divriği (Sivas) – Harput (Elazığ) – Tunceli civarında, yani Doğu Anadolu’nun mistik ve dağlık topraklarında yetişmiş bir gönül eri olarak tanıtır.

“Ümmî” lakabı, okuma yazma bilmeyen anlamına gelir.
Ancak tasavvuf yolunda “ümmî” olmak, dünyalık bilgiyle değil, kalp bilgisiyle konuşmak anlamına gelir.

Ümmî Sinân Hazretleri gerçekten de zâhirî ilim tahsili almamıştır;
ama onun kalbi, hakikatin açık kitabı olmuştur.

⟡ Mürşidi, Tarikatı, Meşrebi

Kaynaklarda, Ümmî Sinân’ın Halvetî tarikatına mensup olduğu zikredilir.
Bilhassa Halvetîliğin Şa‘bâniyye veya Sünbüliyye koluna yakın olduğu düşünülmektedir.

Mürşidinin kim olduğu net bilinmese de,
bazı kaynaklarda Yemînî Baba, bazı rivayetlerde Seyyid Harun-ı Velî gibi isimler geçer.

Ancak kesin olan şudur:
Ümmî Sinân hal ehli bir mürşitti.
Sözle değil, edep ile,
Kitapla değil, gönülle,
İkazla değil, tevazu ile irşad ederdi.

⟡ Eserleri Yok, Ama İlâhîleri Var

Ümmî Sinân’ın yazılı bir kitabı yoktur.
Ancak onun dilinden dökülen ilâhîler, yüzyıllar boyunca halkın ve dervişlerin dilinde dolaşmış,
Alevî, Bektaşî, Halvetî, Kadirî, Mevlevî meclislerinde zikirlerin en dokunaklı nağmeleri olmuştur.

Divanı 20. yüzyılda derlenmiş, şiirlerinin bir kısmı kaybolmuştur.
Ancak kalanlar bile onun irfanını ve aşkını göstermeye yeter.

⟡ Şiirlerinde En Çok İşlediği Temalar

Ümmî Sinân’ın ilâhîleri ve şiirleri, Yunus Emre meşrebindedir.
Sade, anlaşılır, lirik, ama içinde bin yıllık hikmet taşıyan mısralardır.

Şiirlerinde en çok şu temaları işler:

  • Gönül: Allah’ın nazar ettiği yer

  • Aşk: Kalbi yakan, benliği yok eden ilâhî ateş

  • Tevazu: Varlıkla değil hiçlikle yücelmek

  • Fakirlik: Allah karşısında ihtiyaç duymak

  • Zikir: Dilin değil, kalbin zikretmesi

  • Muhabbet: Allah ve Resûl’üne sınırsız sevgi

⟡ İlâhîlerinden Derinlikler

“Gönüldür Hak’tan tecellî edecek
Nazargâh-ı ilâhîdir sinesin aç
Arayı aradan kaldır arif ol
Bütün mânâ gönüldedir gönüldür…”

Bu şiiriyle, kalbin Allah’ın nazar ettiği yer olduğunu anlatır.
Benliği, kibri, gösterişi, hırsı, sevgisizliği aradan kaldırmadan,
Hakikat tecellî etmez.

“Ümmî Sinân der ki bâzâr-ı fenâ
Satılır alınmaz cân ile cihân
Görene mestâne seyrân bu cihân
Görmeyene perdelidir her zaman”

Burada da dünya hayatının fâniliği,
hakikat ehli için bir seyir ve ibret alanı,
gaflet ehli için ise perde olduğunu anlatır.

⟡ Aşk, Gönül, Sır… Her Şey Kalptedir

Bir gün bir müridi ona sordu:

— “Efendim, Allah’a en hızlı giden yol hangisidir?”
O da şöyle dedi:

“Gönüldür o yol.
Ama önce gönül yıkanmalı,
Sonra arınmalı,
Sonra secdeyle dövülmeli…
En sonunda:
Her şey silinmeli.
Çünkü kalp, Hakk’a dolmadan önce boşalmalı.”

Bu söz, onun kalbî tasavvufunun özüdür.

⟡ Kıssa: “Gönül Kıran Derviş Olamaz”

Bir gün meclisinde bir mürid, başka bir müride sert konuşur.
Ümmî Sinân o anda gözlerini kapatır, derin bir nefes alır.

Sonra şöyle der:

“Evladım, bir gönül kırıldıysa
Kıran önce kendini tamir etsin.
Gönül Kâbe'den azizdir.
Kâbe yılda bir,
Gönül her an ziyaret edilir.”

Bu kıssa, onun edep anlayışını ve gönül merkezli dervişliğini ortaya koyar.

⟡ Tevazunun Vücut Bulmuş Hâli

Ümmî Sinân ne zaman övülse, şöyle derdi:

“Ben bir ümmi kişiyim,
Bilmem ne var ne yok
Lâkin aşkı bilir oldum
Beni onla var eyleyen Hakk’a bin hamd olsun.”

Kılık kıyafetiyle sade,
hâliyle fakir,
ama kalbiyle zenginlerin zenginiydi.

Ona göre tasavvuf:

  • Şöhretten kaçmaktı

  • Hizmette görünmekti

  • Sohbette susmaktı

  • Gönül kırmamaktı

⟡ Vefatı: Gönlünü Allah’a Açıp Susmak

Ümmî Sinân Hazretleri’nin vefatı hakkında net bilgi yoktur.
Ancak 17. yüzyılın başlarında Hakk’a yürüdüğü kabul edilir.
Kabrinin, Divriği veya Elazığ civarında olduğu rivayet edilir.

Mezar taşı bilinmese de,
şairlerin dillerinde,
zikir meclislerinde,
suskun bir dervişin gözlerinde onun feyzi hâlâ yaşar.

⟡ Bugünün Kalbine Sözleri

“Ey gönül! Ne çok bildin, ne az hissettin.
Aşkı konuşarak değil,
Sevdiğine susarak anlat.

Ey derviş olduğunu sanan,
Kırdığın gönül varsa,
İki yıl zikir etsen de yerini bulmazsın.

Ey âlim! Okuduğun her kitap seni kendine götürüyorsa,
O ilim değil, kibirdir.
Kalbine in,
Orada Hakk’ı ara.”

“Sus.
Gönlünü dinle.
Aşk varsa orada,
Allah çoktan yerleşmiştir.”

bottom of page