top of page
image.png
image.png

❂ Aşkın Kaleminde Yanan Derviş:

Kuddûsî Baba Hazretleri (k.s.)

“Aşkı kalem ile değil, can ile yazan derviş…”

⟡ Anadolu’nun Kalbinde Atan Bir Âşık

Kuddûsî Baba Hazretleri, Osmanlı’nın son döneminde, 18. yüzyılın ikinci yarısında doğmuş,
19. yüzyıl başlarında Hakk’a yürümüş büyük bir sûfî ve halk şairidir.
Doğum yeri kesin olarak bilinmese de, kaynaklar onun Niğde – Bor civarında doğduğu yönündedir.

Gerçek adı Mehmed veya Mustafa olmakla birlikte,
kendisine “Kuddûsî” mahlası verilmiştir.
Bu isim, Allah’ın güzel isimlerinden “el-Kuddûs” ile bağlantılıdır:
“Her türlü noksandan münezzeh olan.”

O, bu mahlasıyla sadece şiirler yazmadı,
aynı zamanda benliğini Allah’ın huzurunda noksansız kılmaya çalıştı.

⟡ Eğitim ve Tasavvufa Yöneliş

Gençliğinde medrese eğitimi aldığı ve Arapça, Farsça öğrendiği bilinmektedir.
Ancak onun ilmi sınıf geçmek için değil,
gönül aramak için öğrenilmişti.

Bir gün bir şiirinde şöyle der:

“Okudum her defteri, bulmadım aşk kitabını
Bir gamlı dervişin gözyaşıydı hakikatin anahtarı.”

Tasavvufa yönelmesi, Halvetiyye tarikatının Şa’baniyye koluna mensup bir şeyh ile tanışmasıyla olmuştur.
Mürşidinden seyrüsülûk dersini almış,
ve kısa sürede “hal ehli” bir ârif olarak tanınmıştır.

Ancak ne tekkeye kapanmış, ne de kürsüde konuşmuştur.
Sadece yazmıştır.
Ama öyle yazmıştır ki…
Dize dize zikir, mısra mısra murakabe olmuştur.

⟡ Şiirlerinde Aşk, Nefis ve Allah

Kuddûsî Baba’nın şiirleri Yunus Emre’nin devamıdır ama daha sert, daha yalın, daha içerden bir dille yazılmıştır.

Onun Divânı’nda en çok işlenen konular şunlardır:

  • Aşk: İlahi aşkın her şeyi yakıp geçiren hali

  • Nefis: En büyük düşman olarak tanıtılır, her şiirde aşağılanır

  • Tevazu: Kuddûsî, kendini yerden daha aşağıda görür

  • Zikir: Dilin değil, kalbin zikri

  • Hal: Bilgi değil, hâl anlatılır

⟡ Bazı Mısralarında Derinlik

“Ben âşık oldum aşk ile, yandım kül oldum aşk ile
Ne medrese ne tekke kaldı, ben kul oldum aşk ile.”

“Beni bende arama, ben kulum kulun da kulağıyım
Ben değilim bu vücut, bu kalıp, bu cisim…”

“Kuddûsî der neyleyim dünyada
Eser çoktur, cân yoktur
Gül bahçesi bî-bâdem
Derviş olur da yâr yoktur.”

“Meğer bir aşığın yandığı gece
Gökler dua eder
Yeryüzü secdeye dururmuş.”

Bu dizeler, onun sadece bir “şair” değil;
bir hâl sahibi, bir gönül mürşidi, bir aşk ustası olduğunu açıkça ortaya koyar.

⟡ Mürşidsiz Şiir Olmaz

Kuddûsî Baba, şiiri sadece edebî bir sanat değil,
bir seyrüsülûk aracı olarak görür.
Şiirle nefsi ezmek,
aşkı anlatırken benliği unutturmak ister.

Bir beytinde şöyle der:

“Şiirim okunduğunda, okuyan ağlamıyorsa,
Bilin ki ben yazarken ağlamamışım.”

Bu söz, onun aşkı hissettirmeyi değil,
aşkı yaşatmayı hedeflediğini gösterir.

⟡ Yaşam Tarzı: Dervişliğin Sadelik Hâli

Kuddûsî Baba:

  • Fakirdi

  • Gösterişten uzaktı

  • Tekkeye bile girmeyen bir dervişti

  • Köy köy gezip derdi olanlara dua ederdi

  • Kendini tanıtmaz, “Ben kulum” derdi

Bir dervişi şöyle anlatır:

“Geceleri kalkıp ağlardı.
Gün boyu kimseyle konuşmazdı.
Bir gün ben kim olduğunu sordum.
Dedi ki: ‘Ben konuşan değilim.
Gönlümdeki konuşursa susamam.
Ama susarsa ben yokum zaten.’”

⟡ Kıssa: “Defteri Yak, Gönlü Aç”

Bir genç gelir:

— “Efendim, şiir yazıyorum ama içim boş.”
Kuddûsî Baba cevap verir:

“Evladım, defteri yak.
Gönlünü aç.
Allah kalbi boş olmayanın kalemine ilham verir.
İçini temizle, yazdığın her kelime zikir olur.”

⟡ Vefatı: Aşkın Susarak Hakk’a Varlığı

1830’lu yıllarda, Hakk’a yürüdü.
Kabri, Niğde – Bor civarında bir köydedir.
Ancak tam yeri konusunda farklı rivayetler vardır.

Fakat onun kabri değil, şiirleri,
aşkı,
suskunluğu,
gönül terbiyesi yaşıyor.

Onun duası gibi okunan bir şiiri hâlâ meclislerde mırıldanılır:

“Yâ Rab, beni benden al
Senden başka her şeyi sil
Kalbime bir aşk indir
Ki ben ben olmayayım…”

⟡ Bugünün Kalbine Ne Söyler?

“Ey şiir yazan, ama kalbi suskun olan!
Yazdığın beyit, gözyaşını dökmüyorsa
Kalemin değil, benliğin konuşur.

Ey dervişim diyen,
Nefsinle konuşmayı bırakmadan
Allah’la nasıl buluşacaksın?

Ey bilgiyle konuşan,
Tevazu kelimeyle olmaz,
Dizini yere koy,
Kalbini yıka,
Sesin kalbine değerse
Allah sana bakar.”

bottom of page