top of page
image.png
image.png

Mecazdan Hakikate Açılan Gül Bahçesi: Mahmûd Şebüsterî Hazretleri (k.s.)

“Gül açmazsa gönülde, dışarıdaki gülün kokusu nedir ki?”

⟡ Zamanın ve Zihnin Ötesinden Bir Hak Âşığı

Mahmûd Şebüsterî, 1288 (H.687) yılında İran’ın Tebriz şehrine yakın Şebüster kasabasında dünyaya geldi.
İsmi yaşadığı yerle birlikte anılır: Şebüster’li Mahmud, yani Mahmûd Şebüsterî.

Dönemi, Moğol istilalarıyla sarsılmış,
İslam dünyasında zâhir ilimlerin donuklaştığı,
bâtınî arayışların derinleştiği bir çağdır.

İşte bu fırtınalı çağda, Şebüsterî kelâmı ilhamla, felsefeyi aşk ile, irfanı şiirle birleştirerek
bir tasavvuf şaheseri yazdı:
Gülşen-i Râz (Sırların Gül Bahçesi).

⟡ İlk Eğitim: Zâhirde İlmi, Bâtında Hâli Öğrenmek

Henüz 10 yaşında Kur’ân’ı hıfzetti.
Genç yaşta:

  • Tefsir

  • Hadis

  • Fıkıh

  • Arap dili

  • Fars şiiri

  • Mantık

  • Felsefe

gibi zâhirî ilimlerde derinleşti.
Ama onu farklı kılan, bu bilgileri nefsine karşı değil, nefsini ezmek için kullanmasıydı.

Şebüsterî genç yaşında şöyle demiştir:

“Kelimeler çoktu, ama ben içimde sessizlik aradım.
Her kitapta bir harf vardı,
Ama kalbimde bir cümle eksikti:
Allah…”

⟡ Manevî Terbiye ve Tasavvuf Yolu

Mahmûd Şebüsterî’nin tasavvufî terbiyesi hakkında net bir şeyh ismi bilinmese de,
yazdıklarından onun Ekberiyye meşrepli (İbnü’l-Arabî yolunun izinde) bir irfan çizgisine mensup olduğu görülür.

Bu yolun temelinde:

  • Vahdet-i vücûd

  • Marifetullah

  • Nefs mücadelesi

  • Kalbin sırları

  • Tecellî ilmi

vardır.

Ama o, bu kavramları ağır felsefî dille değil,
şiirin estetiğiyle, gönlün diliyle anlatmıştır.

⟡ Gülşen-i Râz: Tasavvufun Sırlı Bahçesi

Gülşen-i Râz, onun en meşhur ve en tesirli eseridir.
Yaklaşık 1000 beyitten oluşan manzum bir mesnevidir.

Eserin doğuşu da manidardır:
Dönemin büyük sûfîlerinden biri, ona 15 derin tasavvufî soru gönderir.
Sorular şunlar gibidir:

  • Marifet nedir?

  • Aşk ile akılın farkı nedir?

  • Vahdet nasıl olur?

  • Allah'ı görmek mümkün müdür?

  • Nefisle mücadele nasıl yapılır?

Şebüsterî, bu sorulara kısa cevaplar değil;
şiirlerle, remizlerle, mecazlarla ve marifetle cevaplar verir.
Ve ortaya Gülşen-i Râz çıkar:
“Sırlar Bahçesi”

Bu eser, asırlar boyunca Mevlevî dergâhlarında, Halvetî tekkelerinde, Nakşibendî sohbetlerinde tefekkür metni olarak okunmuştur.

⟡ Gülşen-i Râz’dan Hikmetli Beyitler

“Benlik, kalbin örtüsüdür;
Ayna kirliyse, yüzünü göremezsin.”

“Her zerre bir kitaptır;
Okursan Allah’ı gösterir.”

“Aşk, bir çöle girip su aramaktır.
Ve sonunda su değil, kendini bulmaktır.”

“Sen sanırsın ki ‘ben’ var
Ama o ben,
Seni senden ayıran perdedir.”

Bu beyitler, sadece şiir değil;
tefekkürün en derin aynalarıdır.

⟡ Vahdet-i Vücûd Anlayışı: “Birliğe Giden Yol”

Şebüsterî, İbnü’l-Arabî’nin izinden giderek Vahdet-i Vücûd (varlığın birliği) anlayışını savunmuştur.
Ancak bunu kelâmî ve felsefî bir anlatım yerine, manevî bir zevk, yaşanmış bir hâl üzerinden ifade etmiştir.

Ona göre:

  • Çokluk gözdedir

  • Birlik gönüldedir

  • Sen varsın ama senin varlığın sadece bir ayna

  • O aynada yansıyan yalnız Allah’tır

⟡ Vefatı ve Manevî Mirası

Mahmûd Şebüsterî, 1320 (H.720) civarında Hakk’a yürüdü.
Şebüster kasabasında defnedildi.
Kabrine yüz sürmek isteyenler, Gülşen-i Râz’ı kalpten okuyarak ziyaret eder.

Onun ardından gelen pek çok âlim ve sûfî,
bu eseri şerh etmiş,
şerh edenlerin başında Şeyh Mahmûd-ı Kâşânî, Molla Câmî, Nâbî, Seyyid Yahya Şirvânî gibi isimler gelir.

⟡ Bugünün Kalbine Gülşen-i Râz’dan Bir Hitap

“Ey kendini bilen!
Bil ki bilen sensen, bilen de O’dur.

Ey benliğini büyüten!
Bil ki benlik arttıkça kalp kararır.
Ayna temiz olmalı,
Temizlik de secdeyle olur.

Ey aşk arayan!
Aşkı kitapta değil,
Gecenin ortasında kalbinde ara.
Çünkü aşk,
Sözle değil,
Susarak yaşanır.”

bottom of page